İçten gelen seslerin yüksek sesli dışa vurumu olarak nitelendirebileceğimiz moda kavramı, özünde modern ve postmodern kimliğin inşasından, cinsiyet normlarının yapı taşlarından beslenerek oluşmuş, oldukça derin, çokça değişimi kucaklayan, sembolik bir oluşumdur. Yıllardır cinsiyet kodlarına sırtını dayayan “moda” kavramı bu bağlamı onurlandıran formlar, renkler ve stiller üzerinden hayatımıza yön vermeye devam ediyor.
Kadın ve erkek arasındaki açık ayrımın katı kurallarına bir başkaldırı niteliğinde diyebileceğimiz, son zamanlarda sektörü etkisi altına alan bir trend olmaktan çok aktivist bir moda duruşu olarak karşımıza çıkan modada cinsiyet eşitliği ve bu tavrı savunan markalar, eskinin kalıplaşmış cinsiyet tabularını yıkarak, güncel bellek eskizleri ile şekillenmiş moda ürünlerini hayatlarımıza daha çok dahil ediyorlar. “Neysen onu giy” anlayışının, “Nasıl hissediyorsan onu giy” anlayışına evrilmesini kutladığımız, pembenin ve mavinin bir cinsiyete kod olmadığı, feminen, maskülen kavramlarının birleşim kümesinin gücüne hayran kaldığımız, daha etik, daha eşit bir dünyaya kapılar açmamız oldukça umut verici. Cinsiyetsizlik devrimi ile bu sınırları ortadan kaldıran moda aktörleri, “uniseks” olarak telaffuz ettiğimiz tasarım nesneleriyle hepimizin dolaplarında özgür ve cesur şekilde yerini alıyor. Kesişim kümesinde konformizm ve naturalizm, alametifarikası ise minimalizm olan bu tasarım kodları ile tasarlanan oversize sweatshirtler, boyfriend pantolonlar, bomber ceketler, kanvas deri karışımı sırt çantaları, bel çantaları ve son dönemde karşımıza sıkça çıkan sling bagler, chunky sneakerlar vazgeçilmezlerimiz arasında yerini almaya devam edecek gibi gözüküyor. Moda endüstrisi için gurur verici bir haber de İngiliz moda devi Burberry’den geldi. Nike, Lululemon, Kering gibi moda ve perakende şirketlerinden sonra sektörün ilk lüks markası olarak Bloomberg’in 2021 Cinsiyet Eşitliği Endeksine (GIE) girdiğinini duyurdu. Bloomberg 2021 Cinsiyet Eşitliği Endeksi 44 ülke ve bu bölgelerde merkezi bulunan 11 sektöre yayılmış 380 küresel şirketi temsil ediyor. Gelecek yıllarda bu konuya vurgu yapan birçok markanın bu endeks üzerine çalışmalar yaparak uluslararası platformda daha sesli adımlar atacağına inancımız her geçen gün daha da artıyor.
Cinsiyetsiz moda dünde neleri değiştirdi? Bugün neleri değiştiriyor? ve gelecek günlerde nelere öncülük edecek soruları merak konusu. Moda sektöründe sürdürülebilir bir gelecek hedefleyen markaların, sorgulaması gereken en önemli noktalardan biri de Z kuşağı ve Alfa kuşağının kalıplara sığmayan özgür tavırları. Kendi değerlerini cesurca ortaya koyan, kalıplaşmış normları reddeden “cinsiyetsiz moda” akımının tüketicileri, kendilerine cinsiyet kodlarını dayatan markalar ile asla flört edemeyeceğini net olarak ön görebiliriz. Motivasyonumuzun hep yüksek olduğu umut dolu günlere... Gelecek hepimize iyi gelecek!